Galata Kulesine Yolculuk

Emre ve Ali, Galata Kulesi’ni merak edip macera dolu bir gün için yola çıkarlar. Eminönü’nden geçip Galata Köprüsü’nü izleyerek kuleye ulaşırlar. Merdivenleri tırmanarak tepeye çıktıklarında İstanbul’un muhteşem manzarasıyla büyülenirler. Maceralarını mutlulukla tamamlayan kardeşler, yeni keşifler için heyecanla evlerine dönerler.

Galata Kulesine Yolculuk

Bir zamanlar İstanbul’da, bir kardeş ve bir başka kardeş yaşarmış. En sevdikleri şey birlikte zaman geçirmek, maceralar yaşamak ve yeni yerler keşfetmekmiş. Kardeşlerden biri adı Emre, diğeri ise Ali’ymiş. Bir gün, İstanbul’un en yüksek ve en eski kulelerinden biri olan Galata Kulesi’ni çok merak etmişler.

“Galata Kulesi’ne gitmek istiyorum!” demiş Emre, gözleri parlayarak.

“Ben de! Oradan İstanbul’u görmek çok güzel olur, değil mi?” demiş Ali, heyecanla.

Ertesi sabah, güneş henüz doğmuşken, Emre ve Ali ellerinde küçük sırt çantalarıyla evden çıkmışlar. Anne ve babalarına, “Galata Kulesi’ne gidiyoruz!” demişler. Anne, “Dikkatli olun, sakın kaybolmayın!” diyerek onları uğurlamış.

İlk olarak, Eminönü’ne gitmek için yürümeye başlamışlar. Yolda yürürken, Galata Köprüsü’nün üzerinden geçen balıkçıları ve tekneleri izlemişler. Hava hafif rüzgarlı, ise mavi ve sakinmiş. Emre, “Bak Ali, köprünün üstünde çok sayıda balıkçı var! Çok güzel!” demiş.

Ali, birden kafasını kaldırıp, “Galata Kulesi’ni görmeye başladım!” demiş. Galata Kulesi, gerçekten de çok yüksekmiş ve en uzak noktalardan bile kolayca görülüyormuş.

Biraz daha yürüdükten sonra, sonunda Galata Kulesi’ne ulaşmışlar. Kule, gerçekten çok büyük ve görkemliymiş. İki kardeş, kuleye tırmanmak için sabırsızlanmışlar. Kapıdan içeri girdiklerinde, kuleyi yukarıya doğru tırmanacakları çok sayıda merdiven görmüşler.

Emre, “Burası çok yüksek olacak, dikkatli olmalıyız!” demiş, ama Ali hemen heyecanla, “Merak etme, birlikte çıkacağız! Ne kadar yükseğe çıkarsak, İstanbul’u o kadar güzel görebileceğiz!” demiş.

İlk başta merdivenler çok dardı, ama ilerledikçe her şey daha genişlemeye başlamış. Adım adım yukarıya tırmanmışlar. Her katın bir öncekinden biraz daha dar olduğunu fark etmişler, ama birlikte güçlerini birleştirerek her katı kolayca geçmişler.

Nihayet, kuleye vardıklarında, nefeslerini tutarak İstanbul manzarasına bakmışlar. Eminönü, Sultanahmet, Ayasofya ve Boğaz’ın mavisi hepsi gözlerinin önündeymiş. Ali, “Burası rüya gibi! İstanbul her yerden güzel görünüyor!” demiş.

Emre ise, “İstanbul’un ne kadar büyük olduğunu burada daha iyi anlıyorum. Bütün şehri bir arada görmek çok özel!” demiş.

Bir süre manzarayı seyrettikten sonra, iki kardeş aşağıya inmeye karar vermişler. Galata Kulesi’nden inerken, “Bir gün tekrar geliriz!” demişler birbirlerine.

Yavaş yavaş evlerine doğru yürümeye başlamışlar. Her adımda, yaşadıkları macerayı düşünerek, çok mutlu ve huzurlu hissediyorlarmış.

İstanbul’un kalbinde, Galata Kulesi’nin tepe noktasına tırmanmanın ve şehri yüksekten görmenin heyecanı, onları hep hatırlayacakları güzel bir anıya dönüştürmüş.


Ve böylece iki kardeş, İstanbul’daki ilk büyük maceralarını tamamlayıp, evlerine dönmüşler. O günden sonra, her fırsatta yeni keşifler yapmaya karar vermişler.

Evet çocuklar, masalımız burada bitiyor. Siz de Kısa Masallar kategorisinde bir masal yazıp bize gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uykuya dalacak.

Galata Kulesine Yolculuk 2

Masal Abisi

Masal Abisi Olarak Değerli Okuyucularımıza Özgün ve Kaliteli Masallar Okuyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu